28-09-2024, 17:01 | #1 |
Namazın özel oluşunun hikmeti ile ilgili hadis
Namazın bu büyük husûsiyeti, şu hadîs-i şerîflerde de beyân edilmiştir:
“Kişi namaza durduğunda Allah ona teveccüh eder. O namazdan ayrılınca, O da teveccühünü ayırır.” (İbn-i Ebî Şeybe, el-Musannef, I, 395/4540) “Cennet’in anahtarı namazdır.” (Tirmizî, Tahâret, 3; Ahmed, Müsned, III, 340) “Namaz, her müttakî kişinin kurbanıdır (yani Allâh’a yaklaşma vesîlesidir).” (Kudâî, Müsned, I, 181) “İkindi namazını kaçıran kimse sanki ehl ü ıyâlini ve malını elinden kaçırmış, (bunların helâkiyle büyük bir musîbete uğramış) gibidir.” (Buhârî, Mevâkîtü’s-Salât, 14) Namazdaki bu üstünlük ve ehemmiyet dolayısıyla İslâm, onun tâlim ve terbiyesini daha küçük yaşlardayken başlatır. Bu hususta ciddî ve titiz davranılması, ihmâl ve gaflet gösterilmemesi, Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in mübârek lisânından şöyle beyan buyrulur: “Çocuklarınıza yedi yaşındayken namazı emredin. On yaşında (eğer kılmazlarsa), hafifçe şiddet kullanın. Yataklarını da ayırın.” (Ebû Dâvûd, Salât, 26) Hulâsa Şâyân-ı ibrettir ki; gönül için ıztırap, çile ve elemleri sürurla yoğuran bir lûtuf sadedindeki bayramlar, namazla başlar. Bu bakımdan dünyada namaz ehli olanlara âhiret hayatının bir bayram olarak lûtfedileceğini düşünmek mümkündür. Çünkü namaz, kulu her yönüyle kemâle erdiren ve ilâhî mükâfatlara hazırlayan bir muhtevâ taşır. Kısaca diyebiliriz ki; Maddî bakımdan namaz: İnsan vücudunun namazda iç ve dış hareketlerde bulunması ve zamanlara hâkim olması, hayatta nizam üzere yaşama temrinlerini ihtivâ eder. Mânevî olarak namaz: İlâhî huzurda bulunma şuuru kazandırma, tefekkür etme, korku zamanında tesellî, rahatlık zamanında lezzet teşkil etme, rûhâniyete destek verme, kalp huzuru getirme, îmânı koruma, ilâhî ünsiyetin artması gibi feyz ve bereketlerle doludur. İçtimâî güzellikleri bakımından namaz: Cemaat olma, tanışıp kaynaşma, ülfet, îman ve kardeşlik bağlarının takviye olmasına vesîledir. Rûhânî tecellîleri bakımından namaz: İlâhî huzûra çıkabilmenin kazandırdığı ihlâs ve takvâ ile kalp âlemini mânevî bir bahar iklimine götürmedir. |
|
|
|